16 Temmuz 2009 Perşembe

TURUNCU - BEYAZ


TURUNCU - BEYAZ

Pazar günü NTV Spor'da, 5' te 5 isimli yarışma programında bir yarışmacıya Andanaspor'un renkleri soruldu.

Yarışmacı bu kadar basit soruyu hemen cevaplayamadı, durdu, düşündü, biraz tereddüt etti, sonra Adanaspor diye cevaplandırdı.
Futbol konusundaki bilgisine güvenerek bir yarışmaya katılan yarışmacı Adanaspor'un renklerini hemen bilemeyince doğrusu biraz şaşırdım.
Bir zamanlar 1. ligde fırtına gibi esen dev gibi takımın bugün alt liglerde olsa bile futbolseverlerin gönlündeki müstesna yerini koruması gerektiğini düşündüğümden Anadolu futbolu adına üzüntü duydum.
Ne yazık ki bugün ülkemizde futboldan söz açanların büyük bölümü İstanbul'un 3 büyükler tabir edilen takımlarıylaKaradeniz temsilcisi Trabzonspor'un haricindeki gelişmelere yeterince duyarlı olamıyor, Anadolu takımlarının dertleriyle dertlenemiyorlar, sorunlarına sırtlarını dönebiliyorlar.
Adanaspor'un 1. lige ilk çıktığı sene Bursa'daki maçını seyretmiştim.
Turuncu -beyazlı Adanaspor 1. lige öyle bir sükseli başlamıştı ki, ilk maçlarda aldığı başarılı sonuçlarla liderliğe yükselmiş, Bursa' daki maça da lider takım hüviyetinde gelmişti.
Hem kendi takımlarını izleyebilmek, hem ligin yeni simasını görebilmek, hem de liderliği elinde bulunduran takımı seyretmek isteyen Bursalı futbolseverler o gün Bursa Atatürk stadını doldurmuşlardı.
Maç başladığında Adanaspor lider takıma yaraşır biçimde etkili oluyordu.
Sonra ki yıllarda BJK' ya transfer olarak futbol oynadıktan sonra çalıştırıcılığa başlayarak Bursaspor dahil bir çok takımda görev yapacak Dorde Miliç isimli Yugoslav futbolcu tribünlerden dikkatle takip ediliyordu.

Miliç tek başına takımına bir maçı kazandırabilecek kadar usta ayaklara sahip çok üst düzeyde kaliteli bir futbolcuydu.
Fakat Miliç'in çabaları Bursa'daki maçı kazanmalarına yetmedi.
Yetmedi; çünkü hakem faktörü ön plana çıkmış, tartışmalı bir penaltı gölüyle Bursaspor maçı 1- 0 kazanarak Adanaspor'u liderlikten etmişti.
Aradan çok uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen penaltı golünü bugünkü gibi hatırlıyorum.
Galiba ilk yarının ortalarıydı.
Bursaspor'un bir atağında Bursalı oyuncu ceza sahasında yere düşürülünce hakem düdüğünü çalarak eliyle penaltı noktasını gösterince, Adanaspor'lu futbolcular anında hakemin etrafını sararak karara itiraz etselerde sonuç değişmedi, Bursasporlu Halük Merinos tarafındaki kaleyi koruyan Adanaspor cezasahasındaki beyaz noktaya topu dikti, sol ayağıyla yaptığı atışla toıla kaleciyi ayrı ayrı köşelere yolladı, Bbu golle Bursaspor 1- 0 öne geçmişti.
Ertesi günü maçın krıtiğini yazan gazeteler penaltı kararını biraz ağır bulsa da bizim için önemli olan galip gelmemizdi.
O pernaltı pozisyonuna itiraz eden Adanalı futbolcular oyun esnasında; belki de 1. ligde karşılarına çıkacak sayısız engellerden sadece bir tanesini görebilmenin şaşkınlığını uzun süre üzerinden atamamışlardı.
Burası kurtlar vadisiydi, burada güçlü kadroyla güzel futbol oynamak yetmiyordu, Adanaspor haddini bilmemiş, liderliğe uzanmıştı.

Galiba brileri karanlık köşelerde hıııııım dediler, dur bakalım, o kadar da uzun boylu değil.
Ya haddini bilirsin, ya haddini bildiririz.
Adanaspor'u bu maç haricinde de defalarca zevkle seyretmiştim.
Bunların içinde 5-1 kazandığımız maçı da unutmam mümkün değildir.
Bursaspor her zaman ki gibi o sene de pek ahım-şahım değildi.
Rakip Adanaspor şakaya gelmeyen bir takımdı, sağı-solu belli olmuyordu, ne yapacağı önceden kestirilemiyordu.
İlk gol Adanaspor'dan gelince bir an ümitsizliğe kapılmıştık.
Yine mi? Sorusunu soruyorduk, tribünlerde birbirimize.
Bu maçıda mı kaybedeceğiz?

Bu takım ne zaman düzelecek?
Biz kahrolmaktan ne zaman kurtulacağız?
O gün karamsar davranarak futbolcuların günahını almışız.
Adanasporlu bir futbolcu ters bir kafa şutuyla topu kendi ağlarına bırakınca hem Bursasporlu futbolcular canlandı, hem tribünde oturan bizlere heyecan geldi.
İlk yarı bitmek üzereyken bir golde Bursasporlu futbolcu atınca ilk yarı 2-1 bizim lehimize sonuçlanmıştı.
Neticede 2.yarı peşpeşe atılan 4 golle o gün Bursaspor Adanaspor'u 6-1 mağlüp ederek bozguna uğratmıştı.
Tarafsız gözle bakarsak Adanaspor Bursa'da her zaman ağırlığını hissettiren bir takımdı.
Adana kenti Türkiyenin 5 büyüğk kenti olarak biliniyor, fakat bu büyük kentimiz sper ligde temsil edilmiyor.
Bu çok büyük bir eksikliktir. Adanaspor gibi takımların yeri mutlaka süper lig olmalıdır.

Adanaspor veya A. Demirspor; ya da ikisi birden süper ligde mücadele edebilirse, güneyli futbolseverler futbola daha fazla önem vereceklerdir.
Türkiye'nin 3. büyük ili İzmir'in süper ligde ekibi yokken 5.ilin takımı süper lige nasıl çıkar sorusuna ben oturduğum yerden doğru cevabı veremem.
Fakat mutlaka ve mutlaka bu soruya doğru cevap verebilecek futbol uzmanları mevcuttur.
Bence süper lige çıkabilmenin bir şartı da asla İzmirlilere benzememeleridir.
MB 'daki İzmirli arkadaşların futbol konulu yazılarını okuyorum, kendi kentinin takımı yerine İstanbul talımlarından birisinin taraftarlığını yaptıklarını hayretle izliyorum.
Göztepe; Altay, Karşıyaka, İzmirspor, Altınordu gibi bir devre damgasını vuran takımlar varken bunları bir tarafa bırakarak her hangi bir başka takımı desteklemenin çöküşü hızlandıracağını düşünüyorum.
İstanbul haricinde oturan vatandaşların kendi kentinin/ semtinin takımını canı- gönülden desteklemeleri gerekirken; tam aksine İstanbul takımlarını desteklemesini ben pek akla yatkın bulmuyorum.
Kentlilik bilinci kentin bütün değerlerine aynı oranda sahip çıkmakla gerçekleştirilebilir.
Anadolu kentlerinde yaşayanlar İstanbul takımlarını gözlerindde çok fazla büyütüyorlar, işi biraz abartıyorlar.

Kapıkula dışında başarısı yok denecek kadar az olan bir takıma büyük demek acaba ne kadar doğrudur?
İstanbul'un büyük denilen camialarına akıtılan paraların, verilen desteğin, kayırmanın, müsamaha etmenin 1/40'ı bizim Bursaspor'a verilse; eminim ki Bursaspor Avrupa'da destan yazardı.
Anadolu takımlarının taraftarları kendi takımlarının daha fazla başarılı olmasını arzuluyorsa, Bursaspor taraftarını örnek almalıdır.
Biz düşsek de, kalksak da tribünleri doldururuz, Karga'dan başka kuş, Bursaspor'dan başka takım tanımayız.
İzmir başta olmak üzere bütün Anadolu bizi örnek almalı, büyüklüğü kendinden menkul yapay büyüklerin balonunu patlatmalıdır.
Bu balon patlatılırsa; bundan sadece Bursaspor taraftarı değil, bütün Anadolu kazançlı çıkacaktır.
İşte o gün Göztepe'yi, Altay'ı, Karşıyaka'yı, Adanaspor'u, A. Demirspor'u, M.İ. Yurdu'nu, Boluspor'u, Samsunspor'u dünya gözüyle tekrar doya doya seyredebiliriz.

Yazar: Ümit İpekçeker

Hiç yorum yok: